Kırklareli Mutlu Son Masaj Esra Hanım

Kırklareli Mutlu Son

Kırklareli Mutlu Son Kavgalar, ufak atışmalar cilvesiydi bu aşkın. Bir keresinde banyodaki birkaç parça kutu için kavga etmişlerdi. İlişkilerinin başlarında Fuat’ın eski karısı Neslihan, Semih’le ilgili bir meseleden dolayı birkaç gün Fuat’ta kalmak zorunda kalmıştı. Haliyle makyaj temizleyici, deodorant, pudra, aseton şeklinde kendi birkaç kişisel ihtiyacını banyoya koymuştu.

Fakat günler, haftalar geçmiştiyse de o birkaç bakım malzemesi banyoda durmaya devam etmişti. Mine bunları atmasını veya sahibine vermesini defalarca tembihlemişti ama hepsi aynen yerinde duruyordu. Mine bu eşyaların atılmasını istemişti. Fuat da atmamakta direniyordu. Haftalarca devam etmiştü bu sürtüşmeleri ve gene kavga ettikleri bigün Mine dayanamayıp tüm o malzemeleri banyodaki çöp tenekesine atıvermişti. Fuat sesleri duyar duymaz ne yapıyorsun diye koşmuş ve asetonu, deodorantı kirli hela kâğıtlarıyla bir arada çöpte görünce büyük tepki göstermişti. Mine’yi ona zarar verdiği, hanesine tecavüz ettiği gerekçeleriyle evden kovmuştu. Bu sırada da tüm çöpü o yere döküp, içinde eski karısının kenara atılmış malzemelerini ayıklamaya başlamıştı.

Kırklareli Mutlu Son

Kırklareli Mutlu Son  Mine’nin, aslına bakarsan burada duracak değilim, diye düşünerek çıkarken son gördüğü görünüm Fuat’ın banyoda dizlerinin üzerinde çöp karıştırdığı hali olmuştu. Mine kapıyı çarpıp çıkmıştı. Fuat’ın onu kovacağını bile bile yapmıştı bu hareketi. Damarına basınca bu şekilde fevri ve yıkıcı davranabiliyordu. Fuat tekrar gelme diye kovsa da ertesi gün çok çok üzgün bulunduğunu söyleyerek aramış, Mine eve döndüğünde ise o malzemeleri bir daha görmemişti. Vakit zaman bu şekilde atışmaları oluyordu. Mine bazı şeyleri kabullenemiyordu. Ara ara boğulacak şeklinde hissediyordu.

Birazcık daha yürüyüp deniz havasını içine çekti. Bir an önce Beşiktaş tarafına, işine doğru gitmek istedi. Bugün önemli bir görüşmesi vardı. Dün ve bu sabah yaşananları düşünmemeye çalıştı. En azından akşam eve gidene kadar. Belki de kendine yeni bir giyim almalıydı. Görüşmeye giderken bu sabahki anları taşıyan kıyafetlerin olmaması kendini yenilenmiş hissetmesini sağlayabilirdi. Bunun düşüncesi dahi hoşuna gitti. Alışveriş her vakit ona ufak mutluluklar veriyordu. Tüketim kültürüne ne kadar karşı da olsa yeni bir kıyafet ya da ayakkabı almanın cazibesine hep kapılırdı.