Kırklareli Mutlu Son
Kırklareli Mutlu Son
Kırklareli Mutlu Son
Baloyu ilk açanlar, süvari askeri ile güzellerin en tatlısı,
yumuşak, sevgi dolu Louisa’ydı. Aşığı,
“hiç de gönülsüz”
görünmediğinden onu hemen yatağa götürdü ve hafifçeçe itip, Kırklareli Mutlu Son
boylu süresince yatırdı. Louisa da başını yastığa dayayıp en
uygun şekilde yerleşti, gerçekleşmek üzere olan şeye o denli
yoğunlaştırmıştı ki bizim varlığımızdan en minik bir endişe ya
da sıkıntı duymuyor benzer biçimde görünüyordu. Etekleri yukarı
sıyrılınca ortaya, düşlenebilecek en güzel bacaklar çıktı ve o
parlak mücevher apaçık sergilendi. Üzerindeki tüylü
çıkıntının narin ve davetkâr girişi ayrılıp, açıldı. Louisa iç
çamaşırını ayağıyla çekip, indirdi. Artık her şey için hazırlardı
fakat genç sevgilisi boyutlarını incelememize bile vakit
bırakmadan bir hamlede Louisa’nın can evine yerleşiverdi. Şu
kati ki hiçbir kız hazzın keyfina Louisa’dan daha sadık yahut
onun duyumlarında daha içten olamazdı. Gözlerinde aşkın
alevini görüyorduk. En son hamlelerine kadar hareketleri öyle
şiddetlendi, Louisa’yı öyle bir öfkeyle kamçıladı ki, arkada‐
şım zevkten ölecek kadar heyecanlı görünüyordu. Hareketli
Kırklareli Mutlu Son
bacakları, kıvrılarak erkeğininkilere dolanıyor, sarılıyordu.
Birbirlerine sundukları sıcak öpücükler ve leziz aşk ısırıkları,
hazzın doyum noktasına doğru ilerliyordu. Zaten kısa vakitsonra o doruğa ulaştılar ve Louisa zevkin doruğunda bir
haykırdı,
“Ah, Efendim! Sevgili Efendim! Size yalvarıyorum
canımı bana bağışlayın!”
Ağzından dökülen sözcükler yürekten gelen iç çekişleriyle
bölünüyordu ve o tatlı ölüm anında gözlerini sıkıca yumdu.Kırklareli Mutlu Son
Nefes kesen haykırışların arkasından yağmur dinmiş zevkin
güzel yorgunluğu ile sessizleşmişlerdi. Louisa, aşığı
üzerinden iner inmez yerinen fırladı, eteklerini düzeltti ve
bana koşup bir öpücük verdikten sonrasında bana bir kadeh şarap
ikram etti ve Louisa’nın büyük bir neşeyle sunmuş olduğu öneriye
uyup sağlığa kadeh kaldırdık.
Bu arada ikinci çift sırasını almak için hazırdı, genç bir
baronla güzellerin en narini, en duyarlısı Harriet sahnede
yerlerini aldılar. Nazik kavalyem gelip beni bu hoş eseri
izlemeye davet edince birlikte sahneye geri döndük.
Şu kesin ki onun meslektaşlarından hiçbiri, bu rolde
davranışlarına Harriet kadar kendine özgü bir tatlılık, alçak
gönüllülük ve yumuşak başlı bir zarafet katamazdı. Havası ve
hareketleri, yüzsüzlükle arsızlığın en küçük bir kırıntısıkarışmadan sınırsız, sakınmasız bir hoşgörü taşıyordu. Ama
daha da şaşırtıcı olan şey, aşığının her insana açık bir eğlencenin
bu ölümcül anında bile Harriet’i çılgınca sevmesi, aşkının ve
duygularının gücünü tüm seyircilere gösteriyor olmasıydı.