Kırklareli Masaj Salonu
Kırklareli Masaj Salonu
Kırklareli Masaj Salonu Ed, Hastings şirketine deyim yerindeyse format atıp yirmi birinci yüzyıla taşımak istemişti fakat eski kafalı amcaları buna izin vermemiş, o da ayrılmıştı.” “Hastings’i bırakıp seninle mi çalıştı kısaca?” “Evet, iki yıl kadar. Sonra babası kalp krizi geçirip emekliye ayrılmak zorunda kaldı. Amcaları da Hastings şirketini kendi adım atarına yönetemeyeceklerinin farkına varıp Ed’e geri gelmiş olarak şirketin başına geçmesi çağrısında bulundular.
Ed teklifi kabul etti ve birkaç ay sonra Hastings tehlikeli sulara doğru yelken açmaya başladı. İçimden bir ses diyor ki eğer Ed boğuştuğu sorunların gerisinde benim olduğumu düşünüyorsa ofisime dalıp bana bizzat kendisinin girişmesi gerekir.” Nefes Al “Bunun için kimseyi tutmazdı diyorsun.” “Tutsaydı da çok daha yetenekli birilerini kiralardı. Ona bir aracı kullanacaksa en iyisini tutması icap ettiğini ben öğrettim.” Grace gözlerini açmış ona bakıyordu. “Vay be. Bu çok acımasız.” Julius omuz silkti ve sandviçini tamamlamış oldu. Olmadığı biri şeklinde görünmek istemiyordu, hele ki Grace’in yanında. Daha önce Diana için başka biri şeklinde olmaya çalışmıştı ve hiç iyi gitmemişti.
Kırklareli Masaj Salonu
Kırklareli Masaj Salonu Grace meditasyon yapar gibi viskisinden birazcık daha içip kadehini tezgâha koydu. “belki polis bıçaklı saldırgandan data almayı başarır.” Julius bir yatırım üzerinde düşünürken ilk bakışta görünmeyen şeyleri ararken yaptığı şeklinde, kafasının içindeki senaryoları tek tek inceledi. “Benim tahminim, bıçaklı adam polise pek fazla bir şey söyleyemeyecek,” dedi. “Muhtemelen nakit transferiyle iki taraf birbirini görmeden gerçekleşen bir anlaşma olmuştur.
Polise verecek bir tarifi yoktur. Öyle yahut böyle bence bu olaya başka bir açıdan yaklaşmalıyız.” “Ne gibi?” “peşindeki adamı saklandığı yerden çıkarmalıyız.” “Peki nasıl yapacağız bunu?” “hemen hemen kesin değilim. Fakat bir şey gayet açık, bu pezevengin senin peşine düşmesinin bir sebebi var. O sebebin ne olduğunu bulmamız gerekiyor.” “doğrusu, eğer bu Nyla ise babasından çalmış olduğumı düşündüğü parayı istediğini biliyoruz. Oturup konuşmayı teklif edebilirim fakat pazarlık edebileceğimiz bir şey yok elimizde çünkü ona verebileceğim bir şey yok.”